Neden çalışmak, ama çok çalışmak zorundayız?

11 Nisan 2024

Dünya tarihini döngüsel ele alan yaklaşıma mensup ve ABD ile ona bağımlı ülkelerin (İngiltere, Kanada, NAFTA ve AB’nin batıdaki üyeleri) sanayi ve ticareti bırakıp küresel bir faizcilikle uğraşmaya başladıkları için dünyadaki hegemon konumlarını kaybedeceklerini, onların yerini başka oyuncuların alacağını yazan bir kitabı irdeliyorduk. Peter Zeihan’ın Accidental Superpower kitabında Türkiye de yeni küresel oyuncu adayları arasında sayılıyor.

1950-2000 arasında ülkenin zengin bölgelerinden, Anadolu’ya sermaye akımının başlaması ile Türkiye’nin 90 yıllık uykusundan uyandığı görüşünü aktardığımız Zeihan, bunu Sovyetlerin çöküşü ile izah ediyor:

“Sovyet güçlerinin bir anda yok olmasıyla, Türkiye’nin doğu, kuzey ve kuzeybatı ufukları bir anda açıldı. Ancak ülke buna hazırlıksızdı; tıpkı şimdi serbest ticaret döneminin sona ermesine hazırlıksız olduğu gibi...”

Türkiye’nin dünyanın en değişken bölgelerinden biriyle kuşatıldığını belirten yazar, bölgeyi madde madde değerlendiriyor:

-

Yazının Devamı

‘Türkiye: Kadim Bir Güç Uyanıyor’

8 Nisan 2024

Hafta içinde yazdığım, yerel ve genel seçimlerden söz ettiğim yazı, hem çok yorum alan bir yazı oldu hem de çok kişi yazıda kaynak olarak yararlandığım Peter Zeihan’ın kitabını bulamadığından yakındı. Bulamayız, çünkü kitabın “Accidental Superpower: The Next Generation of American Preeminence and the Coming Global Disorder” olan adını ben çevirdim. ABD’de 2014’te yayınlanmış olan ve 12. baskısı yapılan bu eser henüz Türkçe’ye çevrilmemiş. (Veya çevrilmiş ama ben bulamadım.)

Gelen soruların çoğunda, kitabın Türkiye analizi hakkında daha geniş bilgi isteniyordu. Bugün bu görevi yerine getirebiliriz. 

Dünya tarihini döngüsel (periyodik, devirler halinde) ele alan yaklaşım yaygındır. Örneğin İtalyan Marksist ekolünden Giovanni Arrighi, “Uzun Yirminci Yüzyıl” isimli kitabında (bu kitabın Türkçesi var!) Roma’dan bu yana imparatorlukların ve büyük devletlerin doğuşu, çöküşü ve yerlerini başka siyasal yapıların alışını hikaye eder. Zeihan da bu

Yazının Devamı

Şimdi zaman kolları sıvama zamanı

4 Nisan 2024

Yerel seçimlerin sonuçları, nasıl yorumlanırsa yorumlansın genel seçimlerin bir ihtiyaç haline geldiği anlamına gelmez, hele dünya bu haldeyken…

“Dünyanın hali neymiş?” diyorsanız, bir alıntı yapmama izin verin. Kaynak, Peter Zeihan’ın “Tesadüfi Süper Güç: Amerika’nın Yeni Üstünlüğü ve Yaklaşan Küresel Felaket” isimli kitabı:

“Uluslararası ekonomi geriliyor ve daralıyor. Gelişmiş dünyanın sermaye fazlasının kaybı ve gelişmiş dünyanın tüketim demografisi, dünya çapında ister devlet ister özel olsun her ekonomik varlık üzerinde sert kararlar almaya zorlayacak.”

Kendisine “ekonomik analizci” diyen herkesin yorumuna elimde tuzlukla koşmuyorum. Ne var ki Peter Zeihan’ın, dünyanın önümüzdeki birkaç yıl içinde içine düşeceğini tahmin ettiği “ekonomik bunalım” ile onun getireceği siyasal anlaşmazlıklar ve hatta askeri çatışmalarla ilgili öngörüleri, daha şimdiden her gün haberlerde doğrulanmaya başladı.

Yazının Devamı

Amerika eteğindeki taşı dökerken

28 Mart 2024

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 9 Mayıs’ta ABD başkanı Joe Biden’ın resmi davetlisi olarak Washington’a gidiyor. Erdoğan Biden’la Beyaz Saray’da görüşecek.” 

Bu satırları okuyunca ilk aklıma gelen, “Hah, şöyle!” oldu. Stalin’in saldırgan döneminde, (biraz düzmece bir manevra ile) Türkiye’yi NATO’ya katan, Avrupalıların Osmanlı’nın intikamını almak için kolları savdığı sırada, ciddi ekonomik-teknolojik desteğini gördüğümüz ülke hakkında daha başka bir şey de söylememek gerekir. ABD’nin, 25 Şubat 2003’ten beri bize karşı, bir müttefike asla yakışmayan tutum içinde olduğunu defalarca ifade ettim. Bu tarihte, TBMM, büyük bir basiret ve ferasetle, “1 Mart Tezkeresi” diye bilinen ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi, yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için hükümete yetki verilmesine ilişkin başbakanlık talebini reddetmiş ve Mersin önünde bekleyen ABD askerleri karaya çıkamamış, bu

Yazının Devamı

Rusya’ya ilk Batı bombası düştükten sonra ne olur?

25 Mart 2024

Hayır, öyle Tacik kuklalar eliyle konser basıp 100’den fazla kişiyi katletmeyi kastetmiyorum. Doğrudan NATO ile ilişkilendirilecek bir bomba; Amerikan veya Alman yapımı olabilir, menşei gizlenmiş bile olsa rotası uydularca kaydedilmiş bir SİHA ile atılmış ve çok sayıda Rus vatandaşı, çok sayıda askeri ve sınai tesisi ya da konutu tahrip eden bir bomba.

Seçim zaferinden sonra yaptığı gösterişli konuşmada, “Bir elim nükleer silahların tetiğinde!” diyerek, NATO’ya yeniden meydan okuyan bir Putin, çoğu uzmanın ifade ettiği gibi, 3. Dünya Savaşı’nı başlatır mı? Kasti savaş olmasa bile, diyelim ki o bombanın geldiği ülkeyi cezalandırmak için sınırlı bir karşılık verse, bunu operet askerliğinden boksörlüğe geçen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ne zamandır hayalinde olan Avrupa’nın Yeni Napolyon’u olmak için bir fırsat sayar ve gerçekten bir dünya savaşının tetiğini çeker mi?

Bunlar, uluslararası ilişkiler yüksek lisans vize sınavının sorusu olsa, muhtemelen ortaya öğrenci sayısı kadar senaryo çıkardı; çünkü

Yazının Devamı

ABD PKK’dan vazgeçmeyecek gibi...

21 Mart 2024

ABD’nin Türkiye’ye bakışındaki milimetrik dalgalanmaları, kripto para borsası izler gibi izleyen ve teşhis ettikleri “düzelmelerden” sevinçle söz eden yazar-çizer arasında ayrık otu gibi durmak, benim için üzücü tabii; ama gerekli. “ABD ile ilişkilerimiz düzelmesin” istemiyorum elbette, böyle bir beklenti ancak stratejik körlük sonucu oluşur. Neredeyse bir aydır ABD ile ilişkiler borsasının ibresi bir aşağı bir yukarı oynuyor, fakat bir türlü iki müttefik arasında olması gereken güven ortamının oluşmasını sağlayacak o beklenen adım ABD tarafından atılmıyor. 

O adımın adı, PKK uzantısı PYD, YPG ve moda isimleriyle SDG’nin içindeki Amerikan CENTCOM birliklerinin geri çekilmesidir. Bu adım atılmadığı gibi, CENTCOM komutanı, Amerikalı yazarları helikopterle SDG ziyaretlerine götürüyor; onlara “Neden Suriyeli Kürtlerden vaz geçemeyeceklerine” dair brifingler veriyor, makaleler yazdırıyor. 

Böyle bir makale New York Times’da, Thomas Friedman imzasıyla çıktı. Sayın yazara

Yazının Devamı

ABD yeniden güvenilir müttefik olabilir mi?

18 Mart 2024

Seçimlere iki hafta kaldı diye mi, Yoksa başka bir sebebi mi var bilemiyorum… Fakat Amerika’da yayınlanan dergilerde, birçok yerli-yabancı, ciddî ya da gayri ciddî makale görülmeye başlandı. “Türkiye uzmanı” olarak geçimini sağlamanın en kolay olduğu ülke ABD olsa gerek; çünkü şu’cu, bu’cu bir çok eleman, herhangi bir üniversite ile şöyle-böyle bir bağlantısı varsa, kendisine bir yerlerde bir masa-sandalye ve köşe bulabiliyor.

Bunlardan birisinde başlık şöyleydi: Türkiye yeniden güvenilir bir müttefik olabilir mi?

Okuyunca anlıyorsunuz ki, Türkiye yeniden güvenilir bir müttefik olabilir; ancak bunun için “İslamcı yönetim” gitmeli, yerine tekrar NATO ilkelerine sadık bir hükumet gelmelidir. Böylesine sakat bir önerme ve ön-kabul üzerine inşa edilen yazının çok sözünü etmek bile abestir.

Ama başlığına bakınca, son yazımda aktardığım, gerçekten bir Türkiye uzmanı sayılması gereken Nicholas Kass’ın Amerikalı emekli

Yazının Devamı

Adını koyalım: Mesele, ABD’nin  PKK’ya desteğidir

14 Mart 2024

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD Dışişleri Bakanı Blinken ile görüşmesinden sonra yapılan açıklamanın en dikkat çekici cümlesi, “Türkiye ve ABD, Stratejik Mekanizma kapsamında, ulusal güvenliklerine tehdit teşkil eden terörizme karşı iş birliğini artırmak … amacıyla Terörle Mücadele İstişarelerini yeniden başlatmıştır” ifadesi idi.

Bu açıklamadan sonra, Savunma Bakanı Yaşar Güler, Bağdat’a giderek, Cumhurbaşkanı Raşid, Başbakan El Sudani ve meslektaşı El Abbasi ve diğer bazı yetkililerle görüştü. Ardından Fidan, Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ile üçlü bir koordinasyon toplantısı yaptılar. Güler, daha sonra medyanın Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek, bütün bu gelişmelerin toplu değerlendirmesini yaptı. Bu değerlendirme metni, terörle mücadele konusuyla başlıyor ve onunla bitiyordu.

Çünkü, Türkiye’nin “stratejik” bir meselesi varsa, o da terörle mücadeledir. ABD ile stratejik birçok sorun görüşülebilir fakat hemen hiçbiri

Yazının Devamı