Bilimsel makale yalanı!

12 Mayıs 2024

Gazeteciler haber kaynağı olarak genellikle sağlık, eğitim, güvenlik, iklim değişikliği ve ekonomik kalkınma gibi alanlarda politika oluşturma sürecine rehberlik eden bilimsel veri ve akademik makalelere güvenir. Oysa son yıllarda geri çekilen akademik makalelerin sayısındaki artış hayli dikkat çekici. Geçen yıl Retraction Watch veri tabanına göre son on yılda 10 bin makale kriterlere uymadığı için geri çekildi.  

The Journalist Resource, Marie Ordway imzasıyla yayımlanan bir makale, bu kaynaklara neden kuşkuyla yaklaşmamız gerektiğinin kanıtlarıyla dolu. Makaleye göre; akademik dergiler sadece 2022 yılında etik ihlaller veya araştırmada sahtecilik gibi nedenlerle 4600’den fazla bilimsel makaleyi geri çekti.  

***

Geçtiğimiz hafta konu Türkiye medyasının da gündemindeydi. Gazeteci Sibel Bahçetepe’nin kaleme aldığı bir habere göre, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden bir grup akademisyen Koronavirüs döneminde bir antibiyotik ve antiviral ilacı hastaların izni olmadan tedavide kullandı. Bu

Yazının Devamı

Hayatı dibine kadar yaşıyor

12 Mayıs 2024

30 yaşında görme yetisini kaybeden Avukat Nurdeniz Tunçer’in hikâyesi, hayatın meydan okumalarına karşı gösterdiği inanılmaz bir direnç örneği. Ve ilginçtir görmemek onun için sadece bir zorluk değil, bir fırsat…

Geçtiğimiz hafta Rehber Köpekler Derneği Yönetim Kurulu üyesi Semra Güner, Türkiye İş Bankası İstanbul 19. Yarı Maratonu’na derneğin kurucu başkanı avukat Nurdeniz Tunçer’in rehber köpeği Kara ile katıldığını söyleyince kendisiyle tanışmak için derneğin yolunu tuttum. Tunçer’in anlattıkları karşısında görmediğine inanmak zor. Çünkü 8 yaşında başlayan görme kaybı yıllar içerisinde onu yavaş yavaş karanlığa mahkum etse de o, hayatı kendi ifadesiyle ‘dibine kadar’ yaşayanlardan. Öyle ki; duruşmalara giriyor, flamenko dans kursuna gidiyor, tiyatroya gidiyor. Bütün toplu taşıma araçlarını kullanıyor, paraşütle atlıyor, kayak yapıyor ve hatta maraton da koşuyor. Kara ona rehberlik yapıncaya kadar baston dahi kullanmıyor. Belli ki yaşama dahil olmak onun yaşam

Yazının Devamı

Suça müdahale etmek suç olabilir mi?

5 Mayıs 2024

5 Şubat 2022’de Eskişehir’de Abdulkadir Ahmadi, sokak ortasında eşi ve kızını bıçakla yaraladı. O esnada üniversite sınavına hazırlanan Tolga Daşkıran ve arkadaşı Hüseyin Şahin, kadınların çığlıklarını duyup olaya müdahale etmek istedi. Çıkan arbedede şiddet uygulayan koca gençlerden Şahin’i ayak bileğinden bıçakladı, Daşkıran da Ahmadi’yi…

Dava geçtiğimiz hafta sonuçlandı. Karısını kızını ve olaya müdahale eden gençlerden birini bıçaklayan Abdulkadir Ahmadi 22 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davada, “iyi halden” yararlandırıldı ve 12 yılla kendini kurtardı.

Buna karşın olayı engellemeye çalışırken Ahmadi tarafından bıçaklanan Hüseyin Şahin 3 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Tolga Daşkıran da olaya müdahale ederken bıçak kullandığı gerekçesiyle 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İki genç tutuklanarak cezaevine gönderildi.

★ ★ ★

Sivil toplum örgütlerini bir tarafa bırakıyorum, bizzat devletin ve ilgili bakanlıkların ‘şiddete göz yummayın, sessiz kalmayın” kampanyaları,

Yazının Devamı

Görünmeyen tehlike: Kadın ticareti

28 Nisan 2024

Küresel dünyada kadınlar genellikle şiddet, cinayet, ekonomik, siyasal, toplumsal eşitsizlik gibi pek çok habere konu olmakta. Ancak bütün bu mağduriyet hikâyelerinin arkasında bir başka gerçek var. Göz ardı edilen, hiç tartışılmayan dehşet verici bir gerçek. O da kadın ticareti. Çeşitli operasyonlarla ele geçirilen çete üyelerinin uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi suçları sıralanırken, bu çetelerin özellikle kadınları fuhuşa sürüklemesi önemsiz bir mesele gibi satır aralarına sıkıştırılıyor.

Oysa insan ticaretinin dünyada en hızlı büyüyen, yasa dışı endüstrilerden biri olduğunu raporlar doğruluyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Ofisi’nin derlediği bir rapora göre, uyuşturucudan sonra oluşturulan en büyük pazar bu. 40 milyonun üzerinde insan bu pazarın mağduru. İnsan ticareti mağdurları içerisinde alınıp satılan hatta kiraya verilen kadın ve kız çocuklarının oranı yüzde 71 civarında. Küresel insan ticaretinin yıllık geliri ise yaklaşık 150 milyar

Yazının Devamı

Kim suçlu?

21 Nisan 2024

Ortalık uyuşturucu kullanan, silah taşıyan, şiddet uygulayan babalardan, ‘nasıl olsa devlet bakar’ diyerek çocukları doğurup doğurup sokağa atan, sosyal medyadan başını kaldırmayan annelerden geçilmiyor. Haliyle bu ebeveynleri örnek alan çocuklarda da suç oranı giderek tırmanıyor: 

15 yaşındaki çocukların işlediği suçlara bakın: Amcasını öldürdü. Şaka yapan arkadaşını öldürdü. Üzerinden uyuşturucu çıktı. Hırsızlık yaparken yakalandı. Arkadaşını bıçakladı. Çetenin elebaşı bir çocuk elinde pompalıyla 3 saat sağa sola ateş açıp 8 kişiyi yaraladı…. 

Bu vahim tabloyu istatistikler de doğruluyor. Geçen yılın verilerine göre 2010’da 83 bin olan suça sürüklenen çocuk sayısı 2022’de 200 bini aşmış görünüyor. Çocuklara isnat edilen öncelikli suçlar ise endişe verici: yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu. En çok da yaralama… 

Biliyoruz ki; sadece çevre, arkadaşlık ilişkileri değil, ebeveynlik de çocukların yetişmesinde temel bir rol oynar.

Yazının Devamı

‘Dünya hiç bu kadar özgür, bu kadar adaletsiz olmamıştı…’

14 Nisan 2024

Artık dünyada hiçbir şey “kitabına uygun” değil. En demokratik ülkelerde bile hak hukuk meseleleri rayından çıkmış görünüyor. Evrensel değerler göz ardı ediliyor; teknoloji ilerledikçe, özgürlük, adalet ve insan onuru gibi kavramlar devletlerin ideolojik duruşlarına veya internet devlerinin tercihlerine göre şekil alıyor. Bu ülkeler yaşanan felaketlere, savaşlara, soykırıma, şiddete, nefrete, ayrımcılığa karşı farkı bir tutum sergilemekle kalmıyor, inanılmaz adaletsiz uygulamaların altına da imza atabiliyorlar.

***

Örneğin özgürlükler ülkesi ABD, birkaç ay önce İsrail ve Filistin arasında yaşanan savaş nedeniyle en prestijli yüksek öğrenim kurumlarının rektörlerini resmen ‘sorguya’ çekti. Olay ülkede adaletin işleyişi bakımından da hayli çarpıcı. Çünkü Harvard’dan Claudine Gay, Pennsylvania Üniversitesi’nden Liz Magill ve MIT’den Sally Ann Kornbluth okullarda artan antisemitik saldırılar ve Filistin yanlısı öğrenci gösterilerinin yanında yer aldıkları için

Yazının Devamı

Türkiye’nin felaketlere hazırlıklı olma sorunu

7 Nisan 2024

ABD’nin Hawaii Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı “gezegen çöküyor” uyarısıyla dünyaya acil önlem çağrısında bulundu. Hazırladıkları rapora göre; iklim değişikliği, çevre yıkımı, hastalıklar, sosyal eşitsizlik dünyayı ve insanlığı felaketin eşiğine getirdi. Son yirmi yılda dünyanın hemen her yerinde 4,2 milyar insanı etkileyen, 7 binin üzerinde büyük doğal felaket yaşandığını düşünecek olursak, çok yerinde bir çağrı.

★ ★ ★

Türkiye her an doğal felaketlerle karşı karşıya kalma olasılığı yüksek bir ülke. Dolayısıyla bu çağrıya yanıt verecek en önemli kurumlarımızdan biri de yerel yönetimler. Şimdi seçim sonuçlarını tartışmayı bir tarafa bırakıp, yapılmayanı yapıyormuş gibi göstermeden, yeni rant alanları yaratmadan, birbirlerine sorumluluğu atmadan, devletin bir kuruşunu bile ziyan etmeden çalışırlarsa, belki doğal felaketlerin yaratacağı riski en aza indirebilirler.

Çünkü, deprem, sel felaketi, orman yangını, kuraklık gibi eşi benzeri görülmemiş büyüklükteki

Yazının Devamı

Sandıkta önce kendinle yüzleş!

31 Mart 2024

Türkiye’de yerel yönetimlerin bir fotoğrafını çek deseniz; İstanbul’un göbeğinde, en nezih semtlerinden birinde, Türkiye’nin en önemli okullarından birinin arka kapısını işaret ederdim: Okulun arka kapısına bitişik nizam bir çöp konteynerini… Konteynerin dışına saçılmış çöplerin hemen yanında, sokağı kendine mesken edinmiş bir adam, kirli bir yorganın üzerinde tam bir yıl oturdu Orada yemek yedi, orada yatıp kalktı.

Yıllar içerisinde o adam gitti, yerini, alkoliklere, evsizlere bıraktı. Onlar olmayınca gençlerin geceleri toplandığı yer oldu. Sonra hayvansever bir kadın çıka geldi, sabah akşam elinde kedi maması çöplerin yanında durdu. Sokağın sağına, soluna her yere yiyecekler atmaya başladı…Zaman içerisinde neredeyse her kapının önünde bir kap görmek mümkün hale geldi. Çürümüş bozulmuş yemek artıklarını pis kaplara koyup kedi ve köpeklere bakanların sayısı giderek çoğaldı.

Sonra sokaktaki bazı binalar yıkıldı. Bazıları da depremde belki de yerle bir olacak çok eski binaların dış

Yazının Devamı