Dünya deliriyor!
Bence gezegen, kontrolden çıkmış halde, değerler kayboluyor, insanlar sağlıklı düşünemiyor!
Geçim sıkıntısı, aşk acısı, ölüm kaygısı buna sebep oluyor diyeceğim de dünyanın gidişatına yön veren adamlar, en zengin insanlar da artık ne yaptığını şaşırmış durumda!
Buna en güzel örnek de dünya teknoloji devi iki adamın- Elon Musk ile Mark Zuckenberg’in yaptıkları!
Ezeli rakibi Zuckenberg’i yarattığı Threads isimli platformla Twitter’ın formasyonunu çalmakla suçlayan Musk, Twitter'dan; "Kafes dövüşüne hazırım" diye paylaşım yaptı, Zuckerberg de bu teklife; "Konum at" diye yazdı! Karşılaşmanın yeri ve zamanı henüz belli değil ancak iki dahi, kafes dövüşü için hazırlıklarını yapmaya başladı.
Peki dünyanın en deli dâhilerini kafes dövüşü yaptıracak kadar karşı karşıya getiren bu Threads olayı nedir?
Geçtiğimiz günlerde Twitter’ı satın alan Elon Musk’ın, uygulamaya getirdiği ve kullanıcıları bıktıran tuhaf yeniliklerinden sonra piyasaya değişik platformlar ilerisürülmeye başlandı. Eski Amerikan başkanı Donald Trump dahi bu konuda çalışmalar yaparken en büyük hamle Facebook- Instagram-WhatsAp’ın sahibi Meta şirketinden geldi. Mark Zuckerberg'e ait Meta şirketi, Twitter benzeri Threads'i kullanıma açtı. Var olan Instagram hesaplar ile kolayca giriş yapılabilecek bu uygulama, metin tabanlı içerikleri paylaşmayı ve genel sohbetlere katılmayı sağlayan bir platform. Yani Instagram, görsel içerik paylaşım ağıyken, Instagram ekibi tarafından geliştirilen Threads, Twitter gibi metin paylaşımlarını, yazılı açıklamaların yapılmasını destekliyor. Karakter sınırı Threads’de de 500! Burada da yine fotoğraflar ve 5 dakika uzunluğunda videolar paylaşılabilecek. Açılmasından itibaren sadece 7 saat içerisinde 10 milyon üyeliğin yapıldığı Threads ile Twitter’ın ağır hasar alacağı bir gerçek!
Tabi bu arada uyarmış olayım, Threads profili istendiği zaman kapatılabilir fakat bu sadece Instagram hesabını silerek mümkün! İyi tarafı, Instagram'da herkese açık kullandığınız profilinizi gizleyebilir ya da Instagram'da gizli olan profilinizi Threads'te açık olarak kullanabilirsiniz.
Paralı mavi tik, tweet görüntüleme kısıtlaması ve daha pek çok şey! Elon Musk, astığı astık, kestiği kestik dolaşıp diktatörlüğünü ilan ederken rakipleri de boş durmayacaktı elbet! ‘Dedim oldu- yaptım oldu’ anlayışının bir yerde tıkanacağı sonra da bumerang gibi dönüp kendini vuracağı aşikardı! Tüm diktatörlerin sonu değil mi ki hep aynı; Alkışlarla geldikleri sahneden yuhalanarak inmek! O da şanslılarsa, çünkü çoğu zaman ya düşüyorlar ya ölüyorlar!
O yüzden çok da havaya girmemek lazım! Rahmetli anneannemin dediği gibi; “Güzelliğine güvenme, bir sivilce, zenginliğine güvenme bir kıvılcım!”
“Yiğidin harman olduğu yer” teknoloji dünyası! Kim daha çok kullanıcıya sahipse orası makbul orası heyecanlı! Elon ve Zuckenberg, 2 teknoloji dehası! Belki de onlar sayesinde hayat daha hızlandı, tüketim çılgınlaştı, hayaller ufukları aştı. E tabi rekabet de iyice kızıştı!
Hatırlar mısınız bir ara herkes börekçi açıyordu, şimdi ortalık çakma Twitter doldu!
Bakalım kahramanlarımızı ne serüvenler bekliyordu!
…………………………………………*………………………………………………
Cüppenin crop ile imtihanı;
Dünyadaki garipliklere ülkemizden de örnek vermemek olmaz tabi!
Mesleğim konusunda hassasımdır, bilenler bilir! Avukatlığın ağırlığı, adaletin sağlanmasındaki önemi de her daim fikrimde ve tabi dilimdedir.
Avukatlık sadece bir meslek değildir! Bir duruştur da aynı zamanda! Yeri geliyor müvekkilin malını, hakkını yerini geliyor itibarını kurtarıyor hatta öyle ki adamı ipten aldığı oluyor. İşte o yüzden derin bir saygıyı da hak ediyor.
Dedim ya avukat olmak bir duruşu da ortaya koymaktır, bunu da sadece hukuk bilgisiyle değil, hal ve hareketlerle, giyilen kıyafetlerle de ortaya koymak gerekir. Kılık kıyafetle ne ilgisi var demeyin, atalarımıza kulak verin! Kıyafetinizle karşılanır, bilginizle uğurlanırsınız!
İşte geçtiğimiz sezon Aile dizisi ile başarılı bir performans gösteren Serenay Sarıkaya, yeni dizisi için çekimlere başladı. Dizide ‘Leyla Taylan’ isminde bir avukata hayat verecek Sarıkaya’nın, setten paylaştığı avukat cübbesi içine giydiği ‘crop’, tartışma yarattı!
‘Crop’, vücutta beli, orta bölümü ve göbeği açığa çıkaran üst giysi! Hem görüntü hem de tarifiyle bildiğimiz sutyene benzetiyorum kendisini! Sutyenin, sokakta giyilebilir hali bir nevi! Şimdi avukatlık gibi ciddi, ağır ve savunduğu kişinin hayatını etkileyecek bir mesleği yapan kişinin sutyen pardon crop üstüne cüppe giymesi kabul edilebilir mi!
Öncelikle avukatlık, meslek yemini ve meslek giysisi olan nadir bir meslektir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda da belirtildiği üzere avukatlık bir kamu hizmetidir. Bu hizmetin ifasının da özel bir giysiyle yani avukat cübbesi ile yapılması kanuni bir mecburiyettir. Avukat cübbesi, yalnızca görev başındayken giyilen bir kıyafet olup adaleti, tarafsızlığı ve eşitliği temsil eder. Sahip olduğu özellikler, mesleğin de etiklerini gözler önüne serer. Öncelikle her avukatın aynı tip cübbeyi giymesi, tüm meslektaşların kanun önünde eşit olduğunu gösterir. Avukatlık cübbesi sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde tek tip olarak üretilen ve giyilen bir iş kıyafetidir. Cübbenin renkleri siyah, kırmızı ve yeşildir ve bu renklerin anlamları şu şekildedir; Avukatlık cübbesinde yer alan ve cübbenin geneline yayılan siyah renk, adaleti temsil eder. Günlük hayatta da aaletin temsilcisi olarak bilinen siyah renk, avukat cübbelerinde de önceliğin adalet olduğunu belirtir. Bunun yanında siyah renk, mesleğin ağırlığını da gösterir.
Cübbede görülen yeşil renk, hukuk davalarını, kırmızı renk ceza davalarını, yakada bulunan sarı şeritler de idari davaları sembolize etmektedir. En önemlisi de cübbenin, yargının kimseden emir almaması, bağımsız ve tarafsız olması gerektiği için kimsenin önünde iliklenmesi diye düğmesi yoktur. Ve avukatlık bir kamu hizmeti olduğu için cübbenin cebi de bulunmamaktadır.
Velhasıl ben daha avukatların kot pantolonla duruşmaya girmesini hazmedezken sutyen ailesinden crop’la adliyede gezinilmesini, duruşmaya girilmesini, cübbe altına giyilerek mesleğin hafifletilmesini kabul etmiyorum! E- de-mi-yo-rummm!
Uğraşıyorum ama engelleyemiyorum, maalesef hadsiz çok!
Nice avukatlar gördüm, üstünde cüppe yok! Nice cüppeler gördüm, altında avukat yok!
……………………………………………*……………………………………………….
“Nasıl da gittin insafsız/ Böyle bırakılmaz ki!”;
Her sene yaş günümde üflediğim mumlardan çok kaybettiğimiz sanatçılar hatırlatıyor zamanın hızla geçtiğini ve de acı veren zalimliğini!
Geçen sene İlhan İrem, bir önceki sene Seyfi Dursunoğlu nam-ı diğer Huysuz Virjin üzmüştü bizi!
Şimdi de MFÖ grubunun bas gitaristi, Cennet Mahallesi’nin ‘Beter Ali’si Özkan Uğur yaktı yüreğimizi!
Henüz 18 yaşındayken kesişmiş yolları sonradan “MFÖ” adını alacakları, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in kurduğu Kaygısızlar grubu ile! Kurtalan Ekspres ile, Edip Akbayram Orkestrasıyla hatta kendi kurduğu ‘Grup Karma’ ile çalışsa da Mazhar Alanson ve Fuat Güner ile müzik dilleri aynıydı bir kere! MFÖ efsanesi başlamıştı, hiç de bitmeyecekti aradan onlarca sene geçse bile!
Birçok özelliği var Özkan Uğur’un elbet! O, bir şarkıcıdan çok daha fazlası gerçek bir sanatçıydı! Birçok enstrüman çalan, besteleri- güfteleri olan, şarkılarını dansla harmanlayan bir müzisyendi evet! Ama bunun yanında çok başarılı bir sinema- tiyatro ve dizi oyuncusuydu da aynı zamanda!
1988'de Fuat Güner ve Mazhar Alanson'un da rol aldığı Arkadaşım Şeytan filmiyle beyazperdeye atım attı. 1996 yılında Şener Şen ve Uğur Yücel’in başrollerini paylaştığı "Eşkıya" filminde rol aldı. 2001'de yönetmenliğini Sinan Çetin'in yaptığı Komser Şekspir'de kamera önüne geçtikten sonra, 2002'de Suna Pekuysal'la başrolleri paylaştığı Yeter Anne isimli TV dizisinde oyunculuk yaptı. 2004'te Cem Yılmaz'ın yönettiği, gişe rekorları kıran filmi G.O.R.A.'da Garavel karakterini yine büyük başarıyla canlandırdı. 2006'da yayınlanan "Kısık Ateşte 15 Dakika" isimli TV dizisinde Fazıl’ı oynayan Uğur’un yolu Cem Yılmaz ile 2014’te bir kez daha kesişti. Senaristliğini ve yönetmenliğini Cem Yılmaz'ın yaptığı "Pek Yakında" adlı sinema filminde değerli isimlerle oynayan sanatçı, dramadan komediye farklı türlerde başarılı bir oyunculuk performansı gösterdi.
Şimdi MFÖ eksik, şarkılar yarım, filmler eksik! Tamam haklısın bu dünyanın yaşanacak pek yanı kalmadı ama bu veda da biraz erken oldu ya! Tüm kahramanlarım teker teker gidiyorlar, giderken de çocukluğumdan- gençliğimden birer parça koparıyorlar!
Biliyorum bir vakit bir yerde yollarımız gene kesişecek seninle!
Güllerin içinden koşarak koşarak mı geleceksin acaba yine!
Işıklarda uyu büyük usta! Bu kadar erken gitmeseydin iyiydi! Hem senin de söylediğin gibi;
“Ele güne karşı yapayalnız/ Böyle de olmaz ki!
“Nasıl da gittin insafsız/ Böyle bırakılmaz ki!” . . .
…………………………………………..*…………………………………………..
HAFTANIN EN’LERİ;
Haftanın Başarısı; Hiç şüphesiz Fenerbahçeli oyuncu Arda Güler’in Real Madrid’e transferi! Henüz 18 yaşındaki Güler’in, dünyanın en önemli futbol takımlarından biri olan Real Madrid Kulübüne gitmesi, azmin ve inancın zaferi! Süper Lig'de 2017-2018 sezonunda top toplayıcı olan, Fenerbahçe'nin Şubat 2019'da Gençlerbirliği altyapısından transfer ettiği 18 yaşındaki Arda Güler, yeteneği ve performansıyla başarı basamaklarını hızla tırmandı! Real Madrid transferi sırasında yapılan törende annesi gözyaşlarını tutamazken Arda’nın annesine sarılıp öpmesi yanaklarından, dünyanın gözünü yaşarttı! Ayağına taş değmesin Arda, vurduğun gol olsun! Bizi çok gururlandırdın, varsa hakkımız, sana helal olsun!
Haftanın Hastalığı; Ünlü şarkıcı Işın Karaca tarafından açıklandı! Karaca, artık saklamakta zorlandığı Alopeci Universal hastalığı ile 2 yıldır uğraştığını belirtti. Halk arasında ‘ saçkıran’ olarak bilinen bu hastalık yüzünden saçlarını, kaşlarını hatta kirpiklerini dahi kaybeden sanatçı, bu yükü tek başına taşımak istemediğini, desteğe ihtiyacı olduğunu itiraf etti. Allah yardımcısı olsun inşallah, tez vakitte bu hastalıktan kurtulsun!
Haftanın Bebeği; “İstanbullu Gelin” dizisinde gösterdiği performans ile övgü toplayan oyucu Aslı Enver muradına erdi! 13 Kasım 2022'de Berkin Gökbudak ile dünya evine giren Enver, kızı Elay'ı kucağına aldı. Hanımefendi duruşu, ‘ailemizin kızı’ imajıyla Türk halkının sempatisini ve sevgisini kazanan Aslı Enver’i tebrik ediyor, ailesiyle birlikte bir ömür mutluluk diliyoruz.
Haftanın Utancı; Bursa’da yaşandı! Bursa'da Uludağ'ın eteklerindeki 600 yıllık olduğu belirtilen hamam defineciler tarafından tahrip edilmiş. Harabeye dönen hamama gelen definecilerin duvarları delerek hazine aradığı iddia edilmiş. Bu definecilik mevzusu da artık baymadı mı! Bedavadan para kazanmak, emeksiz kazanç sağlamak ahlaklı bir davranış mı! Hele de bunun için yüzlerce yıllık tarihi, sırtından bıçaklamak vicdana sığar mı! Böyle insanlarla aynı memlekette yaşamaya utanıyorum, yazık – çok yazık!
Haftanın Beslenme Trendi; Carnivore diyeti! Ketojenik diyete benzeyen Carnivore diyette de sadece hayvansal gıdalar ve et ürünleri tüketiliyor. Ketojenik diyetten farkı, Carnivore’da sadece tek çeşit hayvansal gıda tercih edilebiliyor, örneğin sadece kırmızı et yenebiliyor. Bu diyetin insülin direncini düzenlediği ve kilo kaybını teşvik ettiği, inflamasyon azalttığı, enerji verdiği ve bazı sağlık sorunlarını iyileştirdiği söyleniyor! Bence boğazını tutarsan kilo veriliyor, gerisi adları değişen hikayeler oluyor!
CANSEN ERDOĞAN